24 Ağustos 2010 Salı

Alkışlarla Yaşıyorum! Tasarımcı mı, Yazılımcı mı, Yoksa Editör mü?


İnternet sitelerini yöneten içerik editörlerinin görev tanımlarında yaşadıkları sıkıntılardan biraz olsun bahsetmiştik. Bu tarzı çok sevemesem de, bugün ufak bir karşılaştırma yazısı ile devam etmek istiyorum. 

Çok Sevgili İçerik Editörü Meslektaşlarım,

Olur da bir gün içerisinde çalıştığınız site için "Aaa ne güzel site olmuş" yorumunu alırsanız sakın ola üstünüze alınmayın. Onu size demediler. Eğer bir web sitesi etkileyici görünüyorsa, öncelikle sitenin tasarımcısına gider o alkış. İnsanoğlunun doğası gereği en güçlü duyumuz görmek ve görüp de ilk algıladığımız "şeyler" görsele dayalı imajlar ve renkler. Yani sizin debelendiğiniz yazılar değil, müsterih olunuz, üzülmeyiniz.

22 Ağustos 2010 Pazar

Yeni Kupa :)

Bu seramik bebeği yeni aldım. Cevahir Migros'tan. Başka Migros'larda da var mı bilmiyorum ama böyle şık kupaları genelde 3M'li ya da alışveriş merkezlerindeki Migros'larda satışa çıkartıyorlar. Fiyatı ise, inanılmaz ama gerçek, 3TL! Gönül ister ki şöyle 4'lü 6'lı takım alayım, zira aynı rengin ve modelin farklı desenleri aynı fiyata vardı. Ama ay sonuna doğru yaklaşırken elim kolum bağlı, tek bir model ile idare edeceğim bu sefer :( 
O gün gene eti-form yedim belki ama sen benimsin kupa!





Editör mü? Editör Ne Arar La Bazarda?

Pazarda değil belki ama profesyonel metin yazımının (ve düzeltmesinin) olduğu hemen hemen her sektörde alanında uzmanlaşmış bir editöre ihtiyacınız olacaktır. Tabii işinizi ciddiye alıyorsanız.

Zira editörlük/metin yazımı ve derlenmesi, mesleğinde profesyonelleşmiş editörler, içerik geliştirme uzmanları tarafından yapılmalıdır. Sırf anadili Türkçe diye kimse içerik editörü olamaz yani. Mesleğin profesyonel anlamda ilk sorunu da burada başlıyor.

13 Ağustos 2010 Cuma

Evrim:) ya da Editör'ün Not Defteri Başlangıç

Geçtiğimiz hafta "tezi-yorum"a ve "bugün tez için na'aptın?" sorusuna son noktayı koyacağımı yazmıştım. Bu blog'unsa 24 tanecik karalama ile öyle bir köşede kalmasına gönlüm razı olmadığı için başka bir başlık altında ama benzer bir üslupla yazmaya devam etme kararı aldım. Artık burası Editör'ün Not Defteri adı ile devam edecek; bu evrim ve değişimin en önemli nedenlerinden biri de bir web sitesi içerik editörü olarak sektörde yaşadığım sıkıntıları yazmak ihtiyacında olmam. Yani tez'den evrilen bir başka "derdim var" hali mevcut.
Hadi Bakalım, belki bu sefer 1-2 takipcim olur :))

8 Ağustos 2010 Pazar

377241!*

Selam!

Muhtemelen bu blog yazarı hariç hiç kimse tarafından okunmadan blog çöplüğündeki yerini aldı. Tabii ki bundan blogun yazarı olarak benim ihmalkarlığımın payı büyük. Halbuki yola çıkma amacım çok orijinal ve ilgi çekiciydi başta: Yüksek Lisans tezimi yazarken güne gününe gelişmeleri, neler yaptığımı vs. yazacaktım. Hem daha önce görmediğim bir çalışma, hem de beni gaza getiren bir tez günlüğü tutma projesi olacaktı bu. Maalesef hevesle giriştiğim pek çok konsept blog gibi bu da yarım kaldı. zaman zaman tez ile ilgili hiçbir şey yapmadığım için yazmadım, zaman zaman tez ile ilgili çok şey yaptığım için bir de bloga yazmak hiç içimden gelmedi. Çok bunaldığım anlarda ara sıra hatırladığım bir yere döndü sonunda bu blog. Tezi kabataslak bitirip, sürekli düzeltme yaptığım nisan-mayıs-haziran aylarında daha sık uğradığım buraya.

21 Temmuz 2010 Çarşamba

günün sorusu :
bi tez maksimum kaç kez yeniden düzeltilir ya da düzeltilmelidir? bi tezin üstünden 1 insan kaç kere yeniden geçebilir ya da geçmelidir?

30 Haziran 2010 Çarşamba

Tanrı'dan 1 güncük daha istedim o bana en az 15 gün daha verdi! Bu kadar olur yani, her işimin için en az 1 şey ters gitmese şaşırır, hayatımda bi anormallik olduğunu düşünürüm. 10 Gündür 29 Haziran'da jüriye gircem diye dolanıp, hiç ama hiç haberim olmayan saçma sapan bir prosedürden dolayı yüksek lisans savunmasına bugün de girememiş bulunuyorum. Tezin kabataslak halini tam 2 ay önce, son düzeltmelerinin geçildiği en düzgün halini 2-3 hafta önce bitirdiğimi düşününce, bugün saçlarım hala nasıl beyazlamadı ona şaşırıyorum...

29 Haziran 2010 Salı

26 Nisan 2010'da tezim boşluklarıyla beraber 294.225 ve kaynakça ile toplam 144 sayfaymış. Danışmanımın 3 kere okumasından sonra şimdi 345.683 karakterli, 43.176 sözcük ve 177 sayfadan ibaret(!) yüksek lisans tezimin yüzdüm yüzdüm kuyruğuna geldim. Yarın yani 29 Haziran 2010 günü saat 11de jüri savunmasına gireceğim. Hayatımda ilk kez yazdığım bir şeyi jüri karşısında savunacağım, sanırım bütün gerginliğim bu ilkten kaynaklanıyor...

28 Haziran 2010 Pazartesi

tez savunması öncesi son hazırlıklarda sayko saatler vol 1.
mutfağa kahve koymaya git. bulaşıkları farket, onları makinaya at. şeker ihtiyacı beynini kemirsin ve fıstık ezmesi kavanozuyla salona geri dön. 3 kaşıktan sonra uykun bastırsın ve "e hani benim kahvem?" diyerek kahve koymadığını fark et. evet.

13 Haziran 2010 Pazar

akademik dil vs. kulağı tersten gösterme. vocabulary vs. simplicity !
şunu çözdüğümde akademisyen oldum demektir :D

11 Haziran 2010 Cuma



1,5 senede 150sayfalık tez yaz ve danışmanın 2 haftada 1500 tane düzeltme ile tezini geri versin! İşte bu gerçekten Pricelessss!

Friendfeed'de arkadaşların yaptığı yorumları paylaşmayı borç bilirim :)
ibret olsun diye üşenmeme rağmen tarayıp, koydum buraya. - erastes
Çüşşşş! - Cédric "wincih" Volokine
yazmasan daha iyiymiş - armayanntiersen
1,5 sene boyunca özen göstermemişsin diyeceğim zoruna gidecek diye korkuyorum :| - Wicked
tezini kitap yapacak benden söylemesi:) - Roman karakteri
çüşlerin feriştahı hem de :) haftasonu zehir bana... - erastes
@Wicked yok öyle değil hakikatten Roman karakteri'nin dediği gibi yayınevinden çıkacakmış gibi editlemiş kadın. sağolsun var olsun, baskıya, redaktöre pek bi iş kalmamış :) - erastes
vahvah:( - Masis
çıktıya yazık ya :) - Roman karakteri
her yazdığın harf için onay istemesinden iyidir, inan bana. - jbid
tezin konusu neydi bu arada? - feronia
uvvv ikinci görsele bakmamıştım...tahmin ettim, oldukça derinden almışsın.. :/ kolay gelsin - feronia
teşekkür ederim herkese, kastırıp, hafta sonu her şeyi bitirmeyi planlıyorum umarım... benim de kitabım çıkacak, inanıyorum :D - erastes
Pucca'dan çok satmazsa yerim o kitabı. - Masis
#dingildanışman - Count Akira von Ladonia
iyi yazamamışsın demek ki :D - Nif (•??)
hayır abi aynı sorun bende de var... ilk veya ikinci verişte bu kadar düzeltmeyi anlarsın da bre kadın/adam 34424. verişte mi aklına geliyor bu kadar düzeltme... dingil! - Count Akira von Ladonia
ha "çok iyi biliyorsan sen yap" denilebilir. Az kaldı o işi yapmama, nitekim tuvalette arkamda bıraktığım şey çoğu akademisyenden daha akademiktir :/ - Count Akira von Ladonia
valla vermeden kendim 2 kez üzerinden geçtim, 1 kez de kardeşimle geçtik, o okudu ben dinledim,düzelttim. o derece yani :) neyse bu last draft artık, öyle olmasını umuyorum! bekle beni jüriiii! - erastes
@count seni baya sinirlendirmişler :( benim danışman o derece değil sağ olsun ama bazı şeylere "sen buna bi bakıver" diye muğlak cümleler kuruyor, bakıyorum ve mavi ekran veriyorum:))) - erastes
ya erastes olay o değil, danışmanın adı üstünde danışılacak insan ama dediğin gibi bazı eleştrileri resmen kanı beynine sıçratıyor. Neymiş büyük yazılacakmış bilmemneymiş, şekil mi kasıyoruz akademik üretim mi... bana dese "ya şurası şurası eksik olmuş böyle bir kitap var al oku oradan tamamla" diye sorun yok. Ama hayır "aa o yeni mi çıkmış ne demiş" diyen bir profla dante-esque bir cehenneme dönüşüyor bu zaten cehennem azabı olan mesele. - Count Akira von Ladonia
Hımm ben de tam tersine 1500 tane imla hatası bulmasına sevindim aslında, şöyle ki 2 hafta içerisinde jüriye girmek istiyorum. hoca da içerik olarak bir-iki yere ekleme yapmamı istedi. daha ziyade hep biçimsel hatalar bulmuş, şuan bunları içeriğe yeğliyorum açıkçası :)) ha senin dediğin yerden bakarsak benim danışmanım da seçtiğim konuyu sayemde tanıyıp, öğrenmiş oldu aslında:) - erastes
e iyi de erastes burada bir sorun yok mu arkadaşım? Yani "hoca" öğreten insan olmalı... ama ne diyorum ben 657'ye tabi devlet memurundan akademisyenlik beklemekte bir hata var evet :/ - Count Akira von Ladonia
Messenger'da arkadaşınla yazışır gibi tez yazarsan düzeltilir tabii, dingil Akira. - Pryme Sinista Jinx
Pryme scan ederim görürsün abi, Niye bunun şapkası yoklar bişeyler hep... - Count Akira von Ladonia
danischman manischman brikac hareket mareket tezi tekmeliyorlar falan fisman ama teze brisey olmuyor - Pryme Sinista Jinx
hangi konu? konu /bölüm ne? - herackles
organize suç örgütleri, kriminoloji herackles. - Count Akira von Ladonia
ne güzel tez konusu :/ - İyi Aile Çocuğu
Akira tabii dediğin gibi olmalı, biz içerik yönlendirme kısmında baya bi cebelleştik zaten hocayla, hani o anlamda bu saatte kadar bana vereceğini verdi, de baştan aşağıya hiç okumamıştı tezi, hep parça parça götürdüm normal olarak. şimdi bi kerede 2500 (1500 gözüme az geldi:) düzeltme ile karşılaşınca bünyem yalpaladı. fakat burda hocanın bi kabahati yok en azından benim durumumda, enstitünün kılavuzuna bire bir uyması lazım prosedür olarak falan filan. gerizekalı bir biçimde bütün alıntıları yeniden düzeltmem gerekiyor mesela. sözüm ona kılavuzu hatmettim bi de. - erastes
@herackles Polonya Ahlaki Kaygı Sineması'nda Sistem Eleştirisi / Sinema bölümü :) tezinin reklamını da ffte benim kadar yapan olmamıştır herhalde :D - erastes
ya erastes, türkçe'de bu konuda kaynak yok doğru düzgün tez de yok zaten üstüne Hollanda polisi ile yaptığım mülakat ve Ankara Organize Şube'nin başıyla yaptığım görüşmeler falan var. Beni tilt eden şey bunları pasgeçip niye o a'nın şapkası yoklar bişeyler... Şu soruyu sormamışsın de mail atayım adama sorayım. ahah neyse ben de reklam etmeyeyim tezi. - Count Akira von Ladonia
hımm anladım Akira ben senin derdini :) sende de baya emek varmış. benim de çok az türkçe kaynağım vardı mesela, ama yurt dışından insani bir varlıkla görüşmedim hiç. yapsam iyi olurdu aslında...:-/ haklısın insan içeriğe o kadar emek verince sokarım şapkana, akademinin kılavuzuna vs. diyor biliyorum ve 1 artırıyorum :) - erastes
biraz daha önce haberim olsaydı seni bizim arkadaşlarla iletişime geçirirdim. Polonya'da sinema tv ve felsefe doktorası yapan insanlar var erasmus sayesinde tanıdığım. Kısmet :/ - Count Akira von Ladonia
@Count Akira sağ olasın ya bu tez olduğu kadar artık. kitaplaştırma projesi olursa ama aklımda olsun, iletişimde kalırız ;) bi de "aa bak şurada boşluk bırakmamışsın" insanları var ya, hah işte ölsün onlar bi zahmet, atsınlar kendilerini :)) - erastes
np ya :) ve evet onlar ölsünler gen havuzundan dehlensinler bir an önce. - Count Akira von Ladonia
entel dantel işler diyorsun yani erastes - herackles
aynen öyle herackles. bizim niklerimizin ahengi ne güzel oluyormuş yahu :)) - erastes
bitirme teziniz hocanın kimseye çaktırmadan çıkartmayı düşündüğü kitap ise kurul çok kolay geçiyor. Merhaba hocam nasılsınız. iyiyim e.e bilgisayarıma kopyala yazdıklarını. mezunsun :) ahahaha - Eğlenilecek Erkek
bürokrasi buraya da sıçramış.. Allah kolaylık versin ( senin yerine ben küfredim mi danışmanına :) ) - Havlayan Kedi > ®
Hadi koro halinde danışmana küfredelim @beyazzenci? - Cédric "wincih" Volokine
yav küfretmeyin danışmanıma, ben seviyorum kadını :) da biraz fazla ince eleyip sık dokuyor. neyse sayesinde 100 ile geçicem herhalde :D - erastes
vicdansızz - ermania
ya bana en azından 2 kere ellerine sağlık dedi. bunu hiç söylemediği, ağzından iki çift güzel laf duymayan arkadaşlarım var. ben şanslıyım gene :))) - erastes
gerçekten çok alçakça:( bu durumu anlayabiliyorum. üzülme yine de ellerine sağlık demiş sahiden de. - helvine
teşekkür ederim bütün destekler için, ben çalışmaya devam :) - erastes
Sosyal Bilimler Enstitüsü TEZ VE PROJE YAZIM KILAVUZU'nu hazırlayan şahıs! Sana çok doluyum ve sana laflar hazırladım. Ama öyle böyle değil. Küfretme kılavuzu hazırladım sana!!!

24 Mayıs 2010 Pazartesi

144 sayfalık yüksek lisans tezine sadece 2 sayfa SONUÇ yazdığım için kendimden utanıyorum! Akademi kamuoyuna saygılarımla...

yorumlar:
Tezinin ne kadar özgün olduğuna göre değişir. Kendi yazın mı 144 sayfa yoksa alıntılarla mı? Bir de çok uzun yazılan tezler bazen geri çevrilebiliyor. - Kobayashi
Sanırım ben 1 sene uzattım, Haziran'ın sonuna kadar vaktim var.. Tekrar veri toplayıp, üzerinde çalışacam bakalım. Darısı başıma demek istiyorum bencilleşip. Amin. - ouzmpasa

27 Nisan 2010 Salı

Güzel Tanrım bu tezin Türkçe kaynağı gene neden benim lan?!!

yorumlar:)
belkim türkler polonya sinemasına karşı pek alaka beslemimiştir bugüne kadar? nedeni bu olabiler mi kine? xd - Lili Mcdrugaddict
olm Polonya Sineması kitabını ben bastıracam, en sonunda o olcak! ilk imzalı kopyayı da sana vericem bebeeem - erastes

26 Nisan 2010 Pazartesi

boşluklarıyla birlikte 294.225 karakter olan y.lisans tezimi tweet'lesem, akademik kariyerime bi katkısı olur mu acaba?

24 Nisan 2010 Cumartesi

başlığa bak be! "Sosyalist Gerçekçilik’in Gölgesindeki Polonya Sineması" tezde bile romantiğim :))

21 Nisan 2010 Çarşamba

tez yazmaktan daha lanetli bişey varsa, o da tez yazım kılavuzuna göre yazdığınız şeyi şekle sokmaya çalışmaktır! Bıırrrrrr, Hıırrrrrrrr, Gııııııııııırrrrrrrrrrr

14 Nisan 2010 Çarşamba

i don't neeed your educatioooooon! diye bağırmak isteyen bir akademisyen aday adayı olur mu?

6 Şubat 2010 Cumartesi

Kırık Kupalar Mezarlığı



Kırılmış kahve kupalarının anısına blog açan tek insan evladı muhtemelen benim...

2 Şubat 2010 Salı

photoshop'la oynamak, bloglarıma yazı girmek, film eleştirisi yazmak ve biriken filmleri seyretmek istiyorum.sonuç?paşa paşa teze hadi bakim!
Fena gitmiyor ya bu arada, 3 filmi bitirdim nerdeyse...

19 Ocak 2010 Salı

Dear Van Gogh


Dear Van Gogh is a mug by Mike Mak with a silicone ear-shaped handle that twists and flexes, and you can even customize it with your own earrings.

Yani diyor ki, Mike Mak tarafından tasarlanan Dear Van Gogh isimli bu kahve bardağında, kulak biçimli kulp, isterseniz sizin kendi kulak şeklinizi bile verebileceğiniz silikon malzemeden yapılmış. Başarılı!

14 Ocak 2010 Perşembe

Kahve Kokan Bir Yazı...


Usta edebiyatçı ve kültür insanı Yekta Kopan'dan en iyi Türk kahvesi içilecek mekanlar üzerine bir güzelleme. Yekta Kopan'ın yeni blogu Fil Uçuşu'ndan, buram buram kahve kokan bir yazı :


"Bitmeyen mide sorunlarım doktora sürüklediğinde hep aynı sözü duyuyorum: “Kahveden uzak dur, hiç değilse azalt!” Olmuyor. Yaş ilerledikçe gece kahveleri çarpıntı yapmıyor mu? Yapıyor. Ama vazgeçilmiyor. Market raflarını, aktarları süsleyen türlü türlü meyve-bitki çayları akıl çelmiyor mu? Çeliyor çelmesine de kahvenin krallığını sarsamıyor. Sohbet, kahvenin o baş döndüren kokusuyla öğreniyor yürümeyi, coştukça coşuyor. “Fil Uçuşu”, takipçileriyle-yorumcularıyla yeni bir sohbet ortamı madem, işte kahve kokan bir yazı...

Devamı sevgili Yekta Kopan'ın blogu Fil Uçuşu'nda...

13 Ocak 2010 Çarşamba

Tez danışmanıma mail attım. Evet bildiğin mail attım. "Hocam naber, nasılınız?" dedim. "Nasıl gidiyor iş-güç, çoluk-çocuk?" dedim. "Ben tezi gene yazamadım kusura bakmayın, artık vercem parası neyse, bi arkadaşa yazdıracam" de...medim tabii ki :)
Hocaya öyle denir mi hiç? "Bu hafta sonu toparlıyorum, haftaya size elle tutulur bir materyal getirecem" dedim. Söylemesi ayıp, ağzım iyi laf yapar:)
materyal mi? allah kerim bakalım :)

12 Ocak 2010 Salı

Espressodan Tablolar


espresso pictures


Tamamı sadece espresso ile yapılmış kahve kokan tablolar...

Karen Eland bir ressam, ama kullandığı malzemeler sıradan ressamlarınkinden oldukça farklı. Çünkü Eland resimlerinde boya değil, gerçek Espresso kullanıyor! Sanatçı bu işe kahveyi çok sevdiği için başladığı belirtmiş. 

Teknik ve ortaya çıkan eserler açısından tamamen orijinal olan bu çalışmaları internet sitesinden ve blogundan sergileyen sanatçı istendiği takdirde kişiye özel çalışmalar da yapıyor. 

İşte Karen Eland'ın kahvecilere özel galerisi... 


9 Ocak 2010 Cumartesi

Kahve Sözlüğü



Hepimizin ortak tutkusu olan kahve üzerine, oldukça geniş içerikli bir site olan http://www.kahve.gen.tr'de hazırlanan detaylı kahve sözlüğünü kahvekupası takipçileriyle paylaşıyoruz. İsterseniz farklı tatlar denemek için evde kendi kendinize yapmayı deneyin, isterseniz sadee hava atmak ve ne içtiğinizi bilmek amacıyla kullanın! Herkese Afiyet Olsun!


KELİMEANLAMI
Acılık Kahveye kötü lezzet veren özellik. Normal kahve bitter'dir ama bu ölçülü olmalıdır ve kahvenin tadı için gereklidir. Yeterince fırınlanmayan kahve veya fazla ısıtılan kahvedeki acılık rahatsız edicidir.


İng: Bitterness
Affogato Jöle üzerinde servis edilen espresso. Genellikle vanilyalı jöle kullanılmakta.



Alexandrino Espresso üzerine yoğunlaştırılmış süt eklenmesi.



Arabica Coffea arabica ağacının kahvesi. Robustaya göre yarı yarıya az kafein içerir (1.1 vs 2.2). Robusta'dan daha değerlidir.
Asidite Kahveye tadını veren önemli komponentlerden biri. Kahvenin fırınlanması sırasında tad verici asitler ortaya çıkmaya başlar. Kahve ne kadar çok fırınlanırsa (koyulaşırsa) asiditesi o kadar azalır.
Barista Kafe, restoran, bar gibi yerlerde kahveyi yapan ve sunan kişi. Barmen'in eşdeğeri


Bknz. Türkiye Barista Yarışması

Cafe americano Espresso'nun üzerine sıcak su ekleyerek espresso tadının homojen dağılmasını sağlamak. İtalyan kökenli



Cafe bonbon Alexandrino gibi, ancak süt ve espresso ayrı durmakta (siyah-beyaz).



Cafe Latte Sütlü kahve. Cappucino ile karışmamalı. Bu içeceğin özü (orta boy fincan için) 60 ml espresso ve süttür. Buradaki özellik sütün ısıtılma tekniğidir. Cafe latte hazırlarken buhar çubuğu termometre 80 f'ı gösterene kadar hava ve süt yüzeyinde kissing sound diye adlandırdığımız sesi çıkarır ve bu dereceden sonra buhar çubuğu tamamen pitcher (süt ısıtma kabı)ın içine daldırılır ve kesinlikle sütün tamamen dönmesi sağlanır; taki termometre 160 f yani (71 C) gösterdiğinde buhar çubuğu çıkarılmalı ve pitcher in tabanı birkaç kez yere vurularak sütün köpüğünden ayrılmasına müsade etmeden espressoya eklenmelidir.


Bknz: Cafe latte ve cappucino farkı

Cinnamon roast Cinnamon Roast = Tarçın fırınlama.
En kısa süreli fırınlama, açık kahverengi çekirdekler oluşur ve üzerlerinde yağ yoktur. Asidi fazladır ancak ucuza mal olur ve fırınlama sırasında ağırlık kaybı azdır. Genellikle karışımlarda kullanılır.
Corretto Üzerine az miktarda Grappa veya Brandi gibi alkollü bir likör eklenmiş kahve.
Dibek kahvesi

Dibek kahvesi aslında bir kahve pişirme şekli değil, kahve öğütme yöntemi. Kavrulan kahve yuvarlak, içi çukur taş ya da tahtadan yapılan bir anlamda havan’a benzeyen büyük kaplara konur ve bir tokmakla ince hale gelene kadar ezilir. Buradan elde edilen kahve Türk kahvesi pişirir gibi pişirilir. Bu yöntemle öğütülen kahve koyu kıvamlı olur ve Dibek kahvesi adını alır.


Bknz. Dibek Kahvesi

Doppio Double shot. Çift ölçü espresso



Espresso Çabuk yapılıp çabuk içildiği için bu adı almış. İtalyan kökenli kahve pişirme şekli. 7 g. espresso için çekilmiş kahvenin yüksek su basıncı altında 20 saniye tutulması ile oluşmakta. Başarılı yapılmış bir espresso'da üzerinde krema tabakası gerekli.


Bknz. Evde espresso yapmak

Espresso con panna Kremalı espresso. Espressonun üzerine köpürtülmüş krema eklenmesi.
Espresso macchiato Espressonun üzerinde bir kat süt köpüğü olması.
Kıs. Macchiato

Espresso Romano İçine ince bir limon kabuğu atılmış espresso



Fırınlama Fırınlama = Roasting

Kahve çekirdeklerinin özel fırınlarda kavrulması. Kavurma derecesine bağlı olarak kahve çekirdeğinin rengi koyukahverengiye döner. Kavurulan kahvede eriyebilen yağ ve proteinler yüzeye çıkar, asitler başka asitlere dönüşür ve şekerler karamelize olur.
French roast French roast = Fransız fırınlama

Bitter çukulata rengindedir ve çekirdeğin üzeri tama yakın yağ ile kaplıdır. Espresso fırınlama da denir. En fazla fırınlanmış kahvedir.
Full-city roast Orta derecede fırınlanmış kahve çekirdeği. Yaygın olarak kullanılan bir fırınlama ise de, giderek daha koyu çekirdekler rağbet görmektedir. Çekirdeklerin üzerinde yağ yoktur.
Grande 3 ölçü espresso



Italian roast Italian roast = İtalyan fırınlama

Çekirdeklerin üzeri yarıdan fazla yağla kaplıdır. İyice koyulaşmıştır. Sütlü çukulata rengi vardır.
Karamelizasyon Kahve çekirdeğinde bulunan ve kıvamı ve tadı etkileyen karbonhidratların fırınlanma işlemi sırasındaki değişimi. Kahve çekirdeği koyulaştıkça, karamelizasyon artar ancak aşırı fırınlanırsa, yanık kokar.
Kıvam Kahvenin damakta bıraktığı izlenim. Kağıt filtreden geçen kahvelerin kıvamı az, metal filtreden geçenler ise yoğun kıvamlıdır. Espresso ise şurubumsu kıvamlıdır.

İng: Body
Klorojenik asit Kahvenin asiditesini veren ana asitlerden. Tadı kötü olup, kahve fırınlandıkça giderek kaybolur ve yerini tad verici asitler alır.
Kolloidler Kahvede eriyemeyen ancak metal filtrelerden geçebilen partiküller. Kahvenin ağızdaki izleniminde önemli etkisi var. Kahve köpüğünü oluştururlar.
Latte macchiato Buharlanmış sütün içerisine biraz espresso koymak.
Lungo Espresso Lungo. Uzun espresso. Normalden daha çok (genellikle 1.5-2 katı) su kullanılarak yapılmakta. Cafe americano'dan farkı, americano yaparken su sonradan eklenirken, burada su, işlemi uzatarak kahveden geçiriliyor. Tadı daha yavan. Filtre kahve çekirdeği ile de yapılabilir.
Macchiato Espressonun üzerinde bir kat süt köpüğü olması
Mırra Mırra kelimesi Arapça'dan geliyor, acı anlamına gelen 'mur'dan türetilmiş. Uzun süre kaynatılan ve üzerinde kalın bir kahve sıvısı oluşan ve özel bir ritüelle ikram edilen güneydoğu anadolu bölgesine özel bir kahve pişirme yöntemi.


Bknz. Mırra nasıl yapılıyor?



Ristretto Daha ince çekilmiş kahve ya da daha az su ile kısa sürede yapılan espresso. Normalde 30 ml. civarı olan espresso hacmi, bu teknikte 25 ml. Yoğun aroma ve tad nedeni ile tercih edilir.



Solo Espresso solo. Single. Tek. Tek ölçü espresso



Tahmis Kurukahve
Vienna Roast Orta derecenin üzerinde fırınlanmış çekirdeklerdir. Üzerlerinde yağ belirmeye başlar. Tercih edilen bir fırınlama şeklidir.

Kaynak: http://www.kahve.gen.tr/
sözüm ona bu blogu tez günlüğü yapacaktım!
ama bir seneden fazladır iki satır bir şey yazmamışım.
tabii bunda tez yazmaya 8 ay ara vermiş olmamın da etkisi büyük!
Neyse ki gereğinden uzun bir aranın ardından son 1-2 aydır yeniden asıldım. kolaylamadımsa bile moralimi düzeltecek kadar yoğunlaştım.
bugün tez için yarım kalan 6. filmimin çözümlemesini (müsvedde) bitirdim.
ve şuanda gerekli bir kaynağı tarayıp, bilgisayara aktarmakla meşgulüm.

bu blog amacına maalesef istediğim düzeyde ulaşamadı, ama daha altı ayım var.
bakalım ne sıklıkla tez günlüğü tutabileceğim, ve 1,5 yıldır bitmeyen tezi nasıl bitireceğim?!!

22 Aralık 2008 Pazartesi

İşte bugün yazdım valla!
hatta bak saat kaç oldu hala çeviriyorum, kopyala yapıştır yapıyorum.
zira sabah 10'da kalkıp ancak 4'te yazmaya başlayabildiğimden gece 1'de tam konsantre olmuş oluyorum.
fakat gel gör ki o anda da uyku bastırıyor.
neyse biraz daha derliyip, yatarım.
artık yarın erkeeeenden kalkar devam ederim.
söz kalkıcam ya..

21 Aralık 2008 Pazar

ahahah hiç bişey yapmadım afferin bana!
bugün gezdim, tozdum,
tez yazmak için moral topladım..
sonra beşiktaş-gs maçını radyodan dinledim. beşiktaş yenildi, üzüntümden tezin yüzüne bile bakamadım :(
o derece yani..
sonra dizi seyrettim, sonra kesmedi bi de film izledim.
sonra gün bitti zaten.
yarına allah kerim sevgili blog..

20 Aralık 2008 Cumartesi

Bugün gene tersimden kalktım,
bi sayfa çeviri yaptım.
Tezin 1. bölümüne 2 paragraf ekledim.

Şekersiz iki kahve içtim.
diğer sitelerime bi'şiler yazdım.
yemek yedim,
tv seyrettim,
bira içtim.
başım ağrıdı.