Muhtemelen bu blog yazarı hariç hiç kimse tarafından okunmadan blog çöplüğündeki yerini aldı. Tabii ki bundan blogun yazarı olarak benim ihmalkarlığımın payı büyük. Halbuki yola çıkma amacım çok orijinal ve ilgi çekiciydi başta: Yüksek Lisans tezimi yazarken güne gününe gelişmeleri, neler yaptığımı vs. yazacaktım. Hem daha önce görmediğim bir çalışma, hem de beni gaza getiren bir tez günlüğü tutma projesi olacaktı bu. Maalesef hevesle giriştiğim pek çok konsept blog gibi bu da yarım kaldı. zaman zaman tez ile ilgili hiçbir şey yapmadığım için yazmadım, zaman zaman tez ile ilgili çok şey yaptığım için bir de bloga yazmak hiç içimden gelmedi. Çok bunaldığım anlarda ara sıra hatırladığım bir yere döndü sonunda bu blog. Tezi kabataslak bitirip, sürekli düzeltme yaptığım nisan-mayıs-haziran aylarında daha sık uğradığım buraya.
Ve nihayet 26 Temmuz 2010 günü 3 kişilik öğretim üyesinden oluşan bir tez jürisi önünde savunmamı verdim ve bu olaylı tez nihayet oy birliği ile kabul edildi.
Kaynakçanın da dahil olduğu salt metin bölümü 177sayfa, 925 Paragraf, 5.582 satır, 43.750 kelime, 306.304 karakterden (boşluksuz) ibaret olarak nihayet buldu :) Yani bloga fazla yazamadım ama tezi iyi yazdığıma inanıyorum :) Genelde yaptığım işlerde mütevazi bir tavır sergilerim ama Türkiye'de çok az çalışılmış, zor bir konuya (Polonya Ahlaki Kaygı Sinemasında Sistem Eleştirisi) el atınca, özellikle çok bunaldığım son 6-7 ayda yüksek lisans tezim bulunduğum her ortamda dilimden düşmeyen bir konu haline gelmişti. Biricik dostlarıma, birçok arkadaşıma, tanıdığım ya da tanımadığım ama beni dinleyen birçok insana bana, çeneme ve bitmeyen tezime sabırla dayandıkları için bir kez daha teşekkür ediyorum :) En büyük teşekkürü ise elbette aileme yolluyorum, ama onları bir blog yazısına sığdıramayacağım kocaman bir teşekkür verdim zaten. Bir de çevremin ve danışman hocamın gazına gelip bir yayın evi ile görüşme ihtimalime karşılık tezin dijital dolaşıma girmesine YÖK sitesinde 1 sene kısıtlama koydum. Bu konuda tezi ulaşmak isteyenlerin beni anlayışla karşılayacağını umuyorum. Bu konuda daha detaylı bilgiyi şu siteden öğrenebilirsiniz.
İyi kötü macera dolu 1,5-2 senelik bir süreç geçirdim yüksek lisans tez yazımı konusunda. Enstitünün yazım kılavuzu kitapçığını ve taşlı yollarını hatmettim; buna rağmen belgeleri vermeden önceki son gece dahi yaptığım komik hataları bir kez daha gördüm. 2 sene boyunca kendime, Polonya'ya, sinemaya bolca sövdüm :) Hedefim olan Lehçe öğrenmeyi ve Polonya'ya gitmeyi maddi imkanlarımın el verdiği başka bir bahara erteledim. Polonya'lıların 20yy. boyunca çektiği acılara kahroldum, sinemasına ve anlatım diline bir kez daha hayran kaldım. Ve bu kadar emeğimi de Polonya sinemasından ilk tanıdığım yönetmen olan Krzysztof Kieslowski’ye adadım. Kısacası zordu ama güzeldi.
Bu arada jüri onayının ertesi günü enstitü ile resmi bütün işlerimi hallettim, 19 yıllık öğrencilik hayatıma şimdilik(!) nokta koydum. En az 2 sene daha sahalara dönmeyi düşünmüyorum, biraz dinlenmeli ve sıradaki hedeflerime odaklanmalıyım doktora öncesi. Artık tez yok, asistanlık başvuru süreci ve yeniden iş hayatı var.
İki haftadır bu yazıyı yazmayı erteliyordum, iyi oldu; bir maceranın daha sonuna geldik...
Tez bitti ama bu blogu kapatmayacağım, daha sık güncelleyebileceğim başka bir formata dönüştürmeyi planlıyorum. Çok Yakında! ;))
*YÖK sisteminin bana verdiği otomatik tez numarası.
okudum :)
YanıtlaSil