24 Ağustos 2010 Salı

Alkışlarla Yaşıyorum! Tasarımcı mı, Yazılımcı mı, Yoksa Editör mü?


İnternet sitelerini yöneten içerik editörlerinin görev tanımlarında yaşadıkları sıkıntılardan biraz olsun bahsetmiştik. Bu tarzı çok sevemesem de, bugün ufak bir karşılaştırma yazısı ile devam etmek istiyorum. 

Çok Sevgili İçerik Editörü Meslektaşlarım,

Olur da bir gün içerisinde çalıştığınız site için "Aaa ne güzel site olmuş" yorumunu alırsanız sakın ola üstünüze alınmayın. Onu size demediler. Eğer bir web sitesi etkileyici görünüyorsa, öncelikle sitenin tasarımcısına gider o alkış. İnsanoğlunun doğası gereği en güçlü duyumuz görmek ve görüp de ilk algıladığımız "şeyler" görsele dayalı imajlar ve renkler. Yani sizin debelendiğiniz yazılar değil, müsterih olunuz, üzülmeyiniz.


Eğer site, tasarımı dışında düzgün çalışıyorsa, özellikle fonksiyonel yönü güçlü olması gereken e-ticaret, alışveriş siteleri, online rezervasyon hizmetleri gibi bir yapı ise, ikinci alkış da pek tabii yazılımcı arkadaşlara gider. Eh maaş skalasında en üste yazılıp, asıl siteyi sattıranın "jan-jan" olduğunu bilmek onların uktesidir zaten; gene üzülmeyin, burada 1-1 durumlar.


Tasarımı beğendik, alt yapısını-işleyişini onayladık, geriye kaldı "Eee ne var bu sitenin içinde?" sorusu. Lorem Ipsum dolar sit amet! Ha-ha-ha! Antik Yunan'dan Cicero'yu transfer ettik editör olarak, en cool site biziz;) 

Biraz geriden devriye girsek de, tasarımı güzel, işleyişi mükemmel olan ama içinde zerre kadar içerik kırıntısı olmayan bir sitede, hiçbir kullanıcı 60 saniyeden fazla zaman geçirmez. (Bu istatistikte kaynak olarak kendimi gösteriyorum.) Reklamcılar görselliğin her şey olduğunu söyleseler de slogansız çok satan ürün reklamı gördünüz mü siz hiç? Just Do It'i olmasa Nike'nin tik işareti bunca kendini satabilir miydi? Evet, tasarım ve düzgün işleyiş her şeydir, ama içerik ondan da fazlasıdır :) Zira, hangi sektörde olursa olsun bugün kullanıcılar bir internet sitesine konu ile ilgili içeriği görmek için giriyorlar. 

Basit bir örnek daha vereyim: Online kitap alışverişi yapabileceğiniz birden fazla ve güvenilir site varken neden Idefix 3-4 ayrı "içerik ortağı" ile beraber çalışıp, ürün yelpazesindeki kitapların daha fazla veriye, içeriği (eleştiri, tanıtım, yorum) sahip olması için uğraşıyor? Çünkü, içerik sizi öne çıkartan en önemli etkenlerdendir. Ki en yakın rakibi olan kitapyurdu.com da en az Idefix kadar hızlı işliyor, hem sitesi güvenilir, hem indirimleri başa baş gidiyor, hem de tasarımı sade ve kullanılabilir (Satış sonrası operasyona konu dahilinde olmadığı için girmiyorum). Idefix'in satış grafiği içerik ortakları ile çalışmaya başladıktan sonra satışlar hangi yönde gelişti, yukarı ivme kazandı mı, yoksa dişe dokunur bir değişim olmadı mı, bilmiyorum. Ama içeriğe önem verip, farklılaşmaya çalışmaları bile bu ve benzeri yazıların konusu olması açısından önemli bir örnek.



Yayın hayatına geçtiğinden beri benim bildiğim Idefix 2 ya da 3 kez tasarımı ve site altyapısını değiştirmiştir. Peki içerik için aynı şeyi söylememiz mümkün mü? Bu ay yeni basılan ve çok satan bir romanı Idefix'te ya da Kitapyurdu'nda bulamasanız sitelerin hali nice olurdu?  Yanlış anlaşılmasın, bir editörün en çekindiği şeylerden biri de, ifadelerinin yanlış adreslere gitmesidir. Tasarım ve yazılım kısmında sürekli olarak düzenlemeler, güncellemeler, hata-eksik giderilmeleri, geliştirmeler yapılıyordur. Ama bilirsiniz ki işleyişte olan bir sitede kullanıcı bunları görmez, ilgi alanında değildir. Kullanıcı içeriğin güncel olup olmadığına, doğruyu yansıtıp yansıtmadığına bakar. Sevgili tasarımcı ve yazılımcı arkadaşlarım, çok üzgünüm ama en son alkış alıp, sahnede en uzun kalan taraf biz içerik editörleriyiz :) Siz ödüllük bir tasarım ile arkasına en sağlam kodu da yazsanız, içeriği olmadıktan, ya da hiç güncellenmedikten sonra o site kime, neyi gösterir?

Gelinim sana söyledim, kızım sen anla kabilinden bu lafım aslında omuz omuza çalıştığım ekip arkadaşlarıma değil, internet sitelerinin yöneticisi olup da yazılımı el üstünde tutan ama iş içeriğe gelince burun kıvıran çok sayın yöneticilere, patronlaradır...

Bir başka dertli yazıda görüşmek üzere....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder